Site icon Rehber Leo

Gezi Rehberi: Bozcaada

Son zamanların gözdesi, yerli tatilcilerin gözbebeği, “ah bi daa gitsem, ah keşke orda yaşasam” diye imren imren bi hal olduğumuz Bozcaada’yı rehberleo.com olarak bi gittik gördük. Şimdi de sizlere anlatması kaldı. Bazen okuduğum diğer gezi bloglarında böyle yok efenim nasıl ulaşılır, yok ne yenir vs gibisinden yazılar görüp, çok özeniyorum. Bu yazıyı biraz onlara benzetmeye çalışıcam bakalım becerebilecek miyim?

Nasıl Gidilir?

Çanakkale’ye ulaşım için ayrıca bilgi vermicem çünkü nereden geldiğinizi bilmiyorum 🙂

Geyikli iskelesinden Bozcaada’ya feribotla ulaşmak mümkün. GESTAŞ firmasının düzenlediği feribot / deniz otobüsü seferlerinden birisini seçip adaya geçebilirsiniz. İsterseniz gitmeden önce online bilet almanız da mümkün. Yolculuk yaklaşık 30-35 dk. sürüyor.

Bozcaada haritasının renkli bir kopyası.

Ne Zaman Gidilir?

Bu da soru mu şimdi? Tabii ki de yaz zamanı gidilir diyorsunuz di mi? Tertemiz denizi, plajları ve iklimi sayesinde ziyaretçilerin ısrarla yaz zamanında gelmek istemesini anlıyorum tabii ki fakat sonbahar döneminde giderseniz gerçek ada hayatını görmeniz hayal değil! Adada yoğun bir şarap kültürü var ve bağ bozumu zamanı her yerde üzüm taşıyan traktörleri görebiliyorsunuz. Üstelik yazın girdiğiniz soğuk deniz sonbaharda ancak ısınıyor demedi demeyin! Bir de üstüne o kalabalık da gidince ada resmen size kalıyor.

Ne Yapılır?

Adada yapacak çok fazla şey var. Eğer ilk defa geliyorsanız mesela feribottan iner inmez karşınıza çıkan minibüslerle ada turu yapabiliyorsunuz. Kişi başı 20 TL ödeyerek ve saat 18:00 civarı hareket ederek yaklaşık 1.5 saat boyunca tüm adayı dolaşıyorsunuz. Ara ara güzel manzaralı yerlerde durarak size fotoğraf çekmeniz için zaman bile veriyorlar. Şoförler zaten adalı olduğundan rahatlıkla size merak ettiğiniz her şeyi anlatabilirler.

Şöyle bi yürüseniz bile güzelliğiyle sizi büyüleyen Bozcaada.

Eğer minibüs fikri çok sıcak gelmediyse üzülmeyin! Ada yürüyerek gezmek, keşfetmek için yeterli ölçüde diyebilirim. Ama illa bi araç kullanıcam derseniz de size bisiklet kiralamanızı önerebilirim. Merkezde bulabileceğiniz kiralık bisikletlerden dağ bisikleti gibi güzel donanımlı olanlarını tercih edin ki, adada gezerken toprak veya patika yollara rahatlıkla girin, tüm her yeri keşfedin. Hatta bana soracak olursanız daha çok o toprak bağ yollarında sürün bisikletinizi ki olayın keyfine varın!

Hacı bizim bisiklet sürecek mecalimiz yok, öyle yormalı şeyler bize gelmez diyorsanız, o zaman ada verilen dersleri denemenizi tavsiye ederim size. Seramik, el sanatları, cam veya şarap dersleri alabilirsiniz. Biraz dolaşırsanız adada bu ders veren atölyeleri ve/veya ilanlarını etrafta görebilirsiniz.

Neresi Gezilir?

Öncelikle şunu söylemek lazım, adada köy yok! Feribot ada yerleşkesinin olduğu 2 mahallenin ortak noktasına bırakıyor sizi. Sağ tarafınızda kalan Cumhuriyet Mahallesi daha çok Rum mahallesi olarak da biliniyor. Sol tarafınızda ile Alaybey Mahallesi yer alıyor ve burada yaşayan nüfus da Türk ağırlıklı olarak biliniyor. Sokaklarda dolaşırken evlerin mimarisinden, yapılardan aradaki farkı anlayabiliyorsunuz zaten.

Bozcaada Kalesi :

Limana iner inmez sizi karşılayan Bozcaada kalesi.

Feribottan inince hemen sağınızda tüm görkemiyle yükselen kaleyi görmemek imkansız zaten! Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Bozcaada Kalesi’ni kimler ne zaman yapmış bilinmiyor. Fakat denizci bir toplum olan ve Anadolu önlerinde kendi liman devletlerini ve kalelerini kurmuş olan Cenevizler veya Venedikliler tarafından yapılmış olabileceği düşünülüyor. 1455 yılında yani Fatih Sultan Mehmet zamanında yıkıntı halinde olan kalenin üzerine tekrar inşa edilmiş ve bugünkü görünümünü almış. Daha sonraki dönemlerde savaşlarda yara almış ve yeniden yıkılmış. En son Köprülü Mehmet Paşa sayesinde yenilenmiş. 1815 yılında II. Mahmut zamanında neredeyse sıfırdan yapılarak tekrar eski haline kavuşmuş.

Şuanda müze olarak gezilebilen kale içerisinde bir zamanlar Türk mahallesi de varmış. Amphoraların bulunduğu sergi odasıyla beraber gezebileceğiniz kalenin ziyaret için ücreti 4 TL.

Bozcada Yerel Tarih Araştırma Merkezi :

Kaleden çıkınca anayoldan adanın içlerine doğru yürümeniz gerekiyor. Tarihi Çınaraltı kahvesini gördüğünüz yerdeki sokağa girdiğinizde sol tarafınızda müzeyi göreceksiniz. Gezdiğiniz yerin tarihini, kültürünü veya hikayelerini merak ediyorsanız bu müzeyi çok seveceksiniz. İçerisinde adanın eski fotoğrafları, geçmişte kullanılmış eşyalar, eskiden yapılan sanatların canladırması gibi birçok şey sizi bekliyor. Yetişkinler 10 TL, öğrenciler ise 5 TL ödeyerek müzeyi gezebilirler.

Şarap Mahzenleri :

Adada şarapçılık bir meslek haline gelmiş durumda. Önceleri sadece Rumların yaptığı şarapçılık 1930’lardan sonra Türklerin de geçim kaynağı olmuş. Günümüzde  6 şarap üreticisi bulunuyor. Bunları kuruluş yıllarına göre sıralarsak: Yunatçılar 1925, Ataol 1927, Talay 1948, Corvus 2002, Gülerada 2008, Amadeus 2010. Bu firmaların atölyelerini ve mahzenleri gezebilir, dilerseniz alışveriş yapabilirsiniz.

Meryem Ana Kilisesi : 

Sokakları gezerken aniden çan kulesini fark edebilirsiniz.

Müzenin önünden yürümeye devam ederseniz, kilisenin çan kulesi karşınıza çıkıyor. İçeriden gezmek mümkün değil ama adanın Ortodoks halkının ibadet yeri burası. Bir zamanlar taşları kopan ve tehlikeli hale gelen çan kulesini de demir çerçevelerle tamir ettirerek günümüze kadar ulaştırmışlar.

Ada Sokakları : 

Kiliseyi gördükten sonra sola doğru ilerleyince adanın dar, taşlı ama bir o kadar da güzel sokakları sizi karşılıyor. Artık serbestsiniz. Dilediğiniz gibi gezip vakit geçirebilirsiniz. Dolaşırken etrafta duvarlara çizilmiş güzel resimler de dikkatinizi çekecektir. Adada yaşayan ressam Cemil Onay imzalı bu duvar resimleriyle fotoğraf çektirmeyi ihmal etmeyin! Nerede bulucaz ki onları diyorsanız, kuyruğu takip edin çünkü fotoğraf çekmek için önünde gerçekten kuyruk oluşturuyor insanlar 🙂

Ne Yenir?

Bozcada bildiğiniz üzere Kuzey Ege’de bulunuyor ve haliyle Ege mutfağının vazgeçilmezi, dağlardan toplanan otlar, peynirler ve zeytinyağlılar olmazsa olmaz! Et yemekleri için oğlak veya kuzu eti tercih edebilirsiniz ya da ilginç bir seçim yapıp tavşan yiyebilirsiniz. Evet adada tavşan yemekleri var! Yabani şekilde yaşayan tavşanlar avlanarak burada (özellikle rumlar evlerinde) yahni olarak yeniliyor. Deniz ürünlerini bütün restoranlarda bulabilirsiniz. Ahtapot ve kalamar özel tavsiyedir! Onun dışında da mevsiminde giderseniz bol bol yabani ot yiyebilirsiniz.

Nerede Kalınır?

Konaklama yerleri genelde merkezde toplanmış durumda. Kendi bütçenize göre pansiyon veya otel seçebilirsiniz. Ben bikaç tanesini buraya yazıyorum. Hadi yine iyisiniz!

Martı Pansiyon : Merkezde şirin 4 odalı bir işletme.

Patiska Ev : Rum mahallesinde yer alan bir başka güzel pansiyon.

Alicante Otel : Ataol ailesi tarafından işletilen bu otel sade mimarisi ve birbirinden güzel odalarıyla sizi sizden alır!

Tenedost Salih Bey : Eski bir rum konağı restore edilerek otele çevrilmiş. Oldukça geniş odalarında şömine ve hamam bile var.

Gün batımı manzarası eşliğinde Bozcaada şarabı içmenin keyfini sürmeyi unutmayın.

Tavsiyeler

  1. Adayı tam anlamıyla hissetmek için ilk durağınız Bozcaada Müzesi olsun. Müzeyi gezmeden dolaşacağınız yeri anlamak ve hissetmek zor olacaktır.
  2. Ada suları çok temiz ve yüzerken balıkları görmek mümkün ama siz yine de şnorkel ve gözlükle yüzmeyi deneyin.
  3. Gittiğiniz zaman dolunay varsa  Göztepe’ye çıkın, bir tarafta güneş batarken bir tarafta Ay’ın doğuşunu seyredin.
  4. Bozcaada Kalesi’nin en üstteki surlarına çıkın ve manzaranın keyfini çıkarın.
  5. Türk mahallesinde Kargabak’ı bulun. Kabaktan yaptıkları tarz lambaları, zarif takıları, elde dikilen kıyafetleri çok hoş.
  6. Adanın en büyülü yerlerinden olan Ayazma manastırında artık oturup keyif yapabileceğiniz bir restoran var, yaşlı çınar ağaçlarının altında püfür püfür esen rüzgara karşı ne kadar otursanız az geliyor.
  7. Şehirde yavaş yavaş tadını çıkararak kitapçı gezemiyorsanız, adada bu fırsatınız var. İlkokulun bahçesinde yer alan kitapçıyı mutlaka görün! Ben bayıldım ve hiç çıkmak istemedim.

Bu güzel, şirin ve de rahatlatıcı ada gezisinden sonra sizlere huşu (böyle mi yazılıyodu acep) içinde veda ediyorum. Hoşça kalın…

Exit mobile version